Diyanet-Sen Genel Başkanı Ali Yıldız, TV’lerde yayınlanan bazı dizi ve programların kültür ve değerlerimizi yok saydığına dikkat çekerek “Dizilerin ve tv programlarının özellikle çocukların ve gençlerin karakterindeki etkileri bilinen bir gerçektir. Onlara olumlu örnek alabilecekleri karakterler sunma yerine yalan söylemeyi normal sayan, insanları aldatan, gayri ahlaki ilişkiler içinde yaşayan modeller sunmak kendi ellerimizle geleceğimizi karartmaktır. Bizler ve bizim gibi düşünen bazı sivil toplum kuruluşları zaman zaman yaptığımız basın açıklamaları ile bu yaraya parmak basıyoruz ancak toplum olarak hepimizin gayri ahlaki bu dizilerle mücadele etme sorumluluğu var. RTÜK gayri ahlaki diziler konusunda sürekli uyarılmadır” ifadelerine yer verdi.

“Dizilerde sergilenen kötü aile örnekleri ve ilişkiler aile yapımızı, çocuklarımızın ve gençlerimizin ahlak anlayışını bozuyor” diyen Yıldız açıklamasına şöyle devam etti: 

İnançlımıza uymayan, geleneğimizle kültürümüzle bağdaşmayan bu dizilerdeki rol modeller maalesef çocuklarımız ve gençlerimiz tarafından rol model olarak alınıyor. Aile içinde boşanmaların arttığı bir dönemde kötü aile örnekleri ve ilişkilerin izletilmesi aile yapımızı dinamitlemektir.

Ailelerin, anne ve babaların bu konuda çok dikkatli davranması gerekir. İzlenilecek programlar konusunda seçici olunmalı ve televizyonun dışında ailenin ortak vakit geçireceği farklı alternatifler üretilmelidir. 

Yapımcıların ve yayıncıların da işlerini yaparken gençlerimizi hedef alan yayınlarda çok daha dikkatli olmaları gerekir. Son dönemlerde yapılan bazı tarihi diziler ve başka güzel örneklerde yok değil tabi... Ancak bu güzel örnekler kötü örneklere oranlara çok daha az sayıda. Gerek olumlu örneklik teşkil eden dizilerin sayısının artırılmasında gerekse bu çirkinlikleri ortaya koyan dizilere tepkimizi yasal yollardan gösterme konusunda gerekeni yapmalıyız. RTÜK’e şikayetlerimizi ve isteklerimizi mutlaka bildirmeliyiz. 

Toplumu olumsuz etkileyen diziler konusunda suçu bir kesime yüklemek de yanlıştır. Bu konuda gerek yapımcılar, gerek RTÜK, gerekse izleyicilerin üzerine düşeni yapması gerekir.