İngiliz televizyonuna çıkıp Erdoğan'ı şikayet eden Ali Babacan şimdi de Amerikan televizyonu olan Fox TV'de Türkiye İMF'den borç almalıdır diyor.
Şimdi ne demeli bu adama? Türkiye'yi yönetmek gayesiyle yeni bir parti kurarak arzı endam edip siyaset sahnesinde yerini aldığı bu süreçte ne kadar baş döndürücü yaldızlı nutuklar atsa da yönetimsel kabiliyet çapının mahiyetini IMF'den medet ummasından anlamış olduk.
Bu kafa yapılarıyla Ülkemize bir faydalarının olmayacağı gayet açik. Aslında bunu kendileri de biliyor. Şu durumda ortadaki gerçek şu: Ülkeyi yöneteret faydalı olmaktan daha ziyade, maksatları güzel yönetilen bir ülkenin işleyen sisteminin nasıl çökertileceğidir.
Anlaşılan çok karanlık bir planla karşı karşıya oluşumuzdur.
Sanki FETÖ'nün son uyuyan hücrelerin faaliyete geçirildiği bir zaman diliminden geçiyoruz. Her fırsatı degerlendirmekten bir an geri durmadıkları için bu koronadan da ne koparırlarsa kar hanelerine onu işleyeceklerdir.
Haliyle FETÖ, sıradan bir yapılanma değil. Tapınakçıların Türkiye kolunu temsil eden derin bir yapıdır.
Bunlar kanlarının son damlasına kadar bu düşüncelerinden vaz geçmeyeceklerdir. Çünkü mankurtluğun modern formatının son örnekleridir.
Virüsün bir sistemi akamete uğratması misali beyin mekinazmalarını dumura ugratan yanlış dini telkinlerle Fetö şeytanı bunların gözünde manen peygamberden de üstün tutularak kabul ettirildiği icin Ali Babacan gibi ne kadar zeki elemanları da olsa hepsi bu yapıya boyun eğmek zorundalar.
ABD haliyle CIA bu işin peşini bırakmayacağına göre yıllardan beri emek vererek yetiştirdiği bu insanları da sonuna kadar kullanacaktır.
Bu durumun böyle devam edeceği aşikar. Fakat bu durumda önemli olan aslında bizim ne yapacağımızdır.
Devletini, milletini ve dinini seven biz Anadolu erenleri her daim teyakkuzda olup olası oyunlar karşısında başta kendimizi, sonra da yakınlarımızdan başlamak üzere en uzağına varıncaya kadar yanlışı ve doğruyu öğrenip gündemde tutarak kim varsa ıslah etmeye çalışmalıyız.
Biz hak yolcuları yolumuzu taniyip istikamet üzere olmaya ne kadar gayret ediyorsak, şeytani yolun yolcuları da bir o kadar yollarına devam etmekteler.
Çünkü bu hak batıl mücadelesi imtihanımız gereği kıyamete kadar devam edecektir.
Tüm mesele bu imtihanı kazanıp kazanmayacağımızdır.
Bir iki kişinin yakancı göz kırpmalarına aldanmamak lazım. Zor günlerimizdeki tavırlarına bakıp yarınlarının nasıl olacağını görmek için ne kahin olmaya namzet ne de kehanete gerek duyan bir millet değiliz.
Biz ferasetinden korkulması gereken Muhammed (sas) ümmetiyiz.
Bu vasfımızla birçok badireyi atlattığımız gibi bu yalancıların mumlarının yatsıya kadar ancak yanacağını da çok iyi bildiğimizden, bu saman alevli badereleri de atlatacağız bi iznilleh...
Yeterki birlik beraberliğimizden ödün vermeyelim. Uzun Adamla daha nice uzun yıllara...