Bin yıl sürecek dediğiniz bir sistemi tüm kibir ve enaniyetinizle, tepeden bakmacı bir küçümsemeyle milleti hiçe sayarak dayatmaya çalışınızı, o her türden zulmün kol gezdiği günlerin aktörü oluşunuzu, ekranlarda bunu dile getirirken ki küstahça tavırlarınızı, gözümüzün içine baka baka yalan söyleyişinizi daha dün gibi hatırlıyorum be Çetin Doğan.
Bugün kalkmışsın bu bir af değil ihlal edilen hakkın geç de olsa veriliş günüdür derken bile hala o kibrin dik tutlan kuyruğun sahibi olduğunu yine o günleri yaşayan birileri olarak çok iyi biliyoruz ve bu sözleri sarf edenin ruh halini okumak pek de zor değil be Çetin Doğan...
Davos'ta Erdoğan ne demişti; "Sayın Peres benden yaşlısın. Sesin çok yüksek çıkıyor. Biliyorum ki sesinin bu kadar çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisinin gereğidir." Ben de sana diyorum ki Sayın Çetin Doğan, bizden yaşlısın ama hatasız değilsin ve binbir günün sonunda ekranlarda yaptığın bu ilk konuşmayla da suçluluğunu dile getirmiş oldun.
O gün yaptığınız, bugün İsrail'in Gazze'de yaptığı katliamın kansız postmodern haliydi.
Bugün Gazze'de dünyanın gözü önünde ve hiçbir Allah kulunu hesaba katmadan şeytani gücünü mazluma karşı zalimce kullanan İsrail benzeri siz, dünümüzü harabeye çevirirken onlardan daha acımasızdınız be Çetin Doğan.
Binbir günlük hapsinizle hak ihlaline uğradığınızı söylerken inançlı insanlara hayatı dar edişiniz hakkınız mıydı?
Başörtülülerin işten çıkarılması, okuyanların üniversiteden atılması, namaz kılanların ordudan ihracı hangi insan haklarına sığardı be Çetin Doğan?
İmam hatip lisesi katsayısı, Kur'an kurslarının kapatılması, meslek liselerini dibe vurmanız, yeşil sermaye diye müslüman işadamlarına engel oluşunuz, kamusal alan dayatmanız, irtica avına çıkmanız; tüm bunları yaşattıklarınıza yallah Arabistan'a deyişiniz sıradan işlerden miydi be Çetin Doğan?
Bu milletin dinine, inancına, örf ve adetine kinin o kadar büyüktü ki binbir gün sonra evin yolunu tutarken bile hala nefret doluydun be Çetin Doğan...
Ağlayrak işe gidip gelmeyi yaşattınız bize. O dönemde Sincan İmam Hatip Lisesinde öğretmenlik yaparken gönderdiğiniz müfettişlerin bana 'İslam'da örtü yoktur' sözünü söylettirmek için nasıl baskılandığımı; dersime dağdan inercesine haydut gibi dalan o günkü Kaymakamın, 'çok istiyorsan müslümanca yaşamayı, meslekten ihraç olduktan sonra yaşarsın' alayımsı tavırını unutmuş değilim be Çetin Doğan...
Senin ve şürekanın o dik başlarının eğilerek hapishane araçlarına binişi bile yetti bu milletin sevinmesine be Çetin Doğan...
Belli ki o dönemin çetebaşı bir ismiydin. Öyle anlaşılıyor ki kara bulutların katmer katmer olduğu o günlerde Batının şer güçlerine sırtını dayamış ve güç zehirlenmesi içinde sağa sola veryansın eden bir adammışsın be Çetin Doğan...
Bana bugün neyin hikayesini anlatıyorsun? Belli ki uslanmamışsın be Çetin Doğan...
Senin ve taifenin salıverilmesi herkes gibi benim de hoşuma gitmediğini iyi bilesin. Ancak devlet aklımıza güvendiğimiz için bu şerden hayır doğacağına da inanıyorum. Bir taraftan senin gibi posası çıkmışların kodesten çıkışı, diğer taraftan bağlı olduğunuz aynı karanlık merkezin güdümündeki Kobani sanıklarının aldığı cezaların zaman örtüşümü devletimizin derin hesaplarının olduğunu gösteriyor be Çetin Doğan.
Bin yıl diye biçtiğiniz ütapik hayalleriniz üzerinden bir yıl geçmeden cevabınızı kodeste kaldığınız bin günle aldınız ve binbirinci gün çıkıverdiniz girdiğiniz delikten. Hakikatin bu acısını da küçümsediğiniz milletin seçtiği adamın elinden tattınız. Bu Milletle uğraşılmaz be Çetin Doğan.
Bak Çevik Bir'e; ne ayakta durabiliyor, ne altını tutabiliyor. Geçmişi hiç hatırlamıyor bile. Yaşadığını bile bilmiyor. Kodesle dışarısı ne farkeder böyle biri için. İlahi adaletin daha bu dünyada iken karşılığı buysa sen var asıl akıbeti düşün be Çetin Doğan...
Devşirmelerden bahsedilirken senden de çok söz edilirdi; soyun sopunla ilgili... Ne olduğun bizi ilgilendirmez ama bu toprakların asli unsuru olan bizi hakir görmeyecektin be Çetin Doğan..
Bu toprakların asli unsuru olan bizler öyle yabana atılacak insanlardan değiliz. Bin yıl dünyaya hükmeden geçmişin DNA'sını taşıyan bir milletiz be Çetin Doğan.
Hira Dağı'nın biz Alparslanları, Olimpus Dağı'nın siz Romen Diyojenlere bu diyarlarda göz açtırmayacağımızı bilemedin mi be Çetin Doğan.
Ömrünün son demlerini yaşarken şu böcek gibi gördüğün bu millete bir de bu gözle bak be Çetin Doğan.
Söz söyleme yeteneğin varken, geçmişi hatırlıyorken, altını ıslatmamışken, yaşadığın anın bilincindeyken artık hakikatleri gör be Çetin Doğan...
Çetin mi doğdun ki Çetin Doğan dediler sana? İsmiyle müsammadan mı gelir yoksa çetinliğin bilmeyiz ama bildiğimiz şu ki akıbetin çok çetin olacak be Çetin Doğan...
Bu kafayla ve bu ruhsal kinle hareket edecek olursan ömrünün kalan son deminle hayatı kendine çetin edecen be Çetin Doğan...
Millet olarak içinde bulunduğumuz şu asilliğimize bak ki hala menfaatin için dil dökeriz be Çetin Doğan.
Hidayet bulasın diye söyleriz tüm bunları; sana ve senin gibi olanlara. Görevimiz budur çünkü biz aynı zamanda dinimiz gereği birer tebliğciyiz. Gazalarımızda dahi bunu yaparız; kılıcı çekmeden önce muhatabımıza alemlerin Rabbini hatırlatırız son deminde dahi olsa hakikati görsün de ahirete cehennem kütüğü olmasın diye be Çetin Doğan...
Bak, içeride kaldığın bin günde olaylara nasıl baktın, ne dedin, kime ne telkin ettin bilmiyoruz ama binbirinci gününle başladığın şu yaşlılık günlerini bence akıllıca geçirsen daha iyi edersin be Çetin Doğan.
Şimdiye kadar kimin adına kılıç çektiğin belliydi. Eline geçen de belli. Bundan sonra ne olacağı da üç aşağı beş yukarı belli. Size bir zamanlar kibir abideliğini yaşatan dünyadan bugün eser kalmadı gayrı... Gördüğün eserlerin de izleri yıldırım hızıyla silinip gidiyor. Daha düne kadar Batının bir höd demesiyle hizaya gelen komutanızdaki ordumuz bugün elindeki silahlarla batının korkulu rüyası haline geldi be Çetin Doğan...
Binbir gece masalı gibi gelse de sana hakikat bu be Çetin Doğan...
Sana tavsiyem ömrünün bu son günlerini tövbe ve istiğfarla geçirmen olsun. Tak başına takkeyi, salıver çene altına lahyeyi, al eline tesbihi, hu deyiver candan bir kez, dökülsün işlediğin binlerce cümrün ve nail olasın rızayı bariye de en azından şerrinden emin olsun bu millet be Çetin Doğan...
Şimdiki pişmanlık fayda verir de azrail ile burun buruna geldiğindeki pişmanlığın fayda vermeyeceğini Kur'an'da geçen Firavun'un hayatının son deminden biliyoruz be Çetin Doğan.
Binbirgün sonra yaptığın bu ilk açıklama pişman olmadığını gösteriyor. Pişman olmayana da göz açtırmayacak bir devlet hüviyetine geçtiğimizi bilesin diye söyüyorum Çetin Doğan.
Bundan sonrası senin bileceğin iş. Ya tövbe eder yaşarsın insan gibi hayatının son demlerini, ya da mikser olur fitne kaynağı olursun ki ateş olsan cümrün kadar yer yakarsın be Çetin Doğan....
Her doğan ölür; bu da ya kolay olur ya da çetin. Maksadımız kolay ölmek be Çetin Doğan...
Hakka direnmede çetin olacağına, hakikate ram olmada Metin olmanı yeğleriz be Çetin Doğan...
Mustafa Salim
19 Mayıs 2024