Adım adım 2023'e ilerlerken, sinsi sinsi dolap çevirenlere dikkat etmezsek, uğrayacagımiz fekakete ağlayanımız bile olmayacaktır; var güleni de siz düşünün.
Eski Londra Büyükelçisi Ünal Çeviköz, bugün kalkmış bizim Mavi Vatan projemizi diline dolayıp ülkesini saldırganlıkla itham ederek karalamaya çalışıyor. Hem de Ana muhalefet Partisi'nin çatısı altında ve parti adına.
Düşünüyorum da bu adam Türkiye adına Londra Büyükelçiliği görevinde bulunurken, acaba ülke menfaatlerimize göre mi hareket etti yoksa İngiltere menfaatlerini mi gözetti?
Yine düşünüyorum da o dönemin hükümetleri bize mi çalıştı yoksa harici bedhahlara mı?
Bu Ceviköz gibi harice yontan insanı bugün çatısı altında barıdıran bir Parti, milletiyle elbette barışık olmayacaktır. Yoksa Biden, Türkiye'deki muhalefeti desteklemeliyiz der miydi? FETÖ bunların himayesine girer miydi? HDP, Meclis'imizi işgal eder miydi? Devlet politikası olan Hükumet icraatları bunları rahatsiz eder miydi?
Bugün 2023'e doğru güçlü adımlarla yürürken bu seferimizden neşet eden rahatsızlıklara bakın ki yeniden Kürt kimliği kaşınıyor ve can çekişen PKK terör örgütünün artık yapamadığı tahribatı olası etnik bir iç kargaşa ile yerine getirmek için yine kafa karıştıracak yalanlarla ortam gerilmeye çalışılıyor.
FOX TV'de bir gazetecinin, Kobani olaylarının başladığı güne denk getirdikleri programda hapiste yatan Selahattin Demirtaş dediğimiz bir teröristin eşi, ne hakla PKK terör örgütünü Kürtlerle bir tutmaya çalışır? PKK'nın bir Ermeni terör örgütü olduğunu bilmeyen mi var? Eee, FOX gibi Türkiye'de yayin yapan bir ABD kanalında da herhalde lehimize bir şey çıkacak değildi. Bunun farkındayız, millet olarak her şeyi biliyoruz. Türkiye'de Kürt olmak hele ki biraz da muhalifsen böyle şeyler olur derkenki hinliğine bakılırsa bir yerlerden düğmeye basıldığı zaten anlaşılıyor. Bunlar kimi aldatmaya çalışıyor? Kimin aklıyla oynuyorlar? Kürt sorunu diye dile getirdikleri şeylerin tamamen bir terör sorunu olduğunun da farkında bu millet.
Bu yetmezmiş gibi Türkiye'nin gerçekleştirdiği mega projelerin karşısında duran Mimarlar Odası, bu yıl altıncısını düzenlediği "Basın Ödülleri"nde, terör örgütü PKK'nın yayın organı Jin TV'ye 'Uluslararası Televizyon Haberciliği' dalında ödül verirken, Oda'nın Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, katıldığı canlı yayında konuyla ilgili demecinde "Ödülü, habercilikte hakikati arayanlara veriyoruz" demesi, PKK'yı masum göstermeye ayarlı bir bombanın patlamak üzere oluğunu göstermektedir.
Diger taraftan bir muhalif liderin başkan değil başbakan olmaktan bahis açması da başka bir muamma. Bundan kastının parlamenter sisteme geçişin arzulandığını bilmemize, hedeflerine ulaşmak için ise dörtyüz milletvekiline sahip olamayacaklarını bilmelerine rağmen diretmelerinin altında da bir algı olduğunu biliyoruz.
Bugün Savcı Sayan'ın da belirttiği gibi farzedelim yirmi yıllık başarılı bir iktidarın gittiğini ve yerine birbirine benzemeyen altı başlı bir yapı devletin başında; HDP bir Kürt federasyonunu peşinde, İYİ Parti'nin milliyetçileri buna göz mü yumacak? Saadet, CHP'nin gayrı dini tutumuna dua mı okuyacak? Davutoğlu ve Babacan Locaefendiden bağımsız mı hareket edecek? Daha birçok benzer soru. Ve Türkiye mi kalkınacak?
Sonuç itibariyle yirmi yıllık kazanımlar berheva olup gidecek. Bunlar sanal alemin birer hayali değil. Utopik algılar hiç değil. Parçalanmış bir Anadolu, yıllarca birikmiş bir Batı kininin en büyük hayali. Bu altı benzemezden bir düzen beklemek saflığın ta kendisidir.
Devleti sevmek bugün iktidar partisini akla getiriyorsa, demek oluyor ki Cumhur İttifakı dışındakiler devlete karşı bir araya gelen "Kurtoğlu" benzeri oluşumlardır.
Bu benzemezlerin fikren kimlerin güdümünde olduğunu bu millet gayet iyi biliyor. Düşman belli, hedef belli. Gerisi angarya, ayağa kalk Sakarya, deyişimiz çoktaan başladı. Hala anlayamadılar mı?
Yarınlar bizim olacak elbet; belki yarından da yakın. Şafağa yakın karanlıklar en zifirisi olsa da aydınlığın vakti o anlarda pek yakın olur.
Çünkü Rabbimin kanunudur bu. Hak gelip batıl zail olacak. Rabbim nurunu tamamlayacaktır.