KAZANINCA KUTLAMASINI KİLİSEDE YAPAN MI YOKSA CAMİDE ŞÜKÜR SECDESİ YAPAN MI?
Hayırlı olsun İstanbulumuza ve ülkemize.
Güler yüzlü ve dinamik insan Murat Kurum...
Bakanlığı dönemi başarılarla dopdolu genç bir kardeşimiz.
Rabbim yolunu açık eylesin.
Biz koltuk ve makam derdinde olanı değil, gönlü hizmetten yana böyle Anadolu'nun bağrından gelen, her şeyiyle bizden biri olanı istedik ve de isteğimiz yerini buldu.
Bu dava birilerinin keyfi için yerine gelsin diye peşinden gidilecek bir dava değildir. O sebeple azınlık bir kesimin keyfi için belirlenen adaylar değil de böyle herkesin istediği, herkesi kucaklayacak nitelikte bir adaydı milletin gönlünde olan.
Biz, ülkemizi yeniden İstanbul'a Recep Tayip Erdoğan'la yaptığımız özverili hizmetlerle kazandık. Belediyecilik bu manada birer fetih hareketidir. Yüzyıl sonra İstanbul'un ikinci Fethi belediyecilikle gerçekleştirildi. Bu, kendisini feda edercesine yapılan hizmetlerle ancak mümkün olurdu ve de öyle oldu. Yoksa birilerinin yaptığı gibi bir şekilde o koltuğa sadece postu atmakla olmuyordu.
Sadece İstanbul değil elbette. Her il ve ilçede de bu özellikleri haiz adayların seçimi önemli. Tekrar altını çizerek söylüyorum birilerinin keyfini yerine getirecek aday değil, tüm milletin üzerinde ittifak edeceği mümtaz şahsiyetler olması icap eder.
BELEDİYE BAŞKAN ADAYLARI NASIL BELİRLENMELİ VE KİMLERDE KARAR KILINMALI?
Ak Parti'nin temeli başarılı belediyeciliğe dayanmaktadır. Bugün Cumhura baş olması bu temelin eseridir.
1994 yılı Belediye Seçimlerinde İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı olarak seçilen Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın İstanbul’u nereden aldığı ve nereye taşıdığını seven de sevmeyen de görmüş ve hakkı teslimde kimse geri kalmamıştır. Dillere destan hizmetleri, belediyecilik tarihinde bir ilki gerçekleşmiştir. Gezilmeyen sokaklarından tutun da lağımın aktığı su kanallarına varıncaya kadar her sahada yaptığı hizmetlerle İstanbul’u adeta cennet haline getirmiş ve oradan da Başbakanlık makamına geçerek Türkiye’yi cennet haline getirmiştir. Bilahare daha büyük hizmetler için daha büyük göreve gelerek ülkemizin önünde dünyaya kapalı tüm kapıları açarak bir dünya lideri olmuştur. Bugün ümmetin lideri olmaya namzet duruşunun altında iman vardı, hizmet aşkı vardı, diğergamlık vardı, kendini halktan ayrı görmeyen bir mütevazilik vardı. Şans eseri değildi onu basamak basamak yükseklere çıkaran süreç. Hakkediş vardı, hakkaniyet vardı.
Belediye başkan adaylarının belirlenmesinde elbette kriterler olacaktır. Can alıcı kriterler gözetilirse arzulanan evsaftan başkan adayları seçilir; haliyle emanet ehlini bulmuş olur.
Başkan olacakların;
1-Geçmişlerine bakılmalı.
a) Rahat ve güçlü iken nasıl davrandıkları gözlemlenmeli. Bigane kişiler mi yoksa diğergam olan şahıslar mı? Buna bağlı olarak menfaatlerini mi düşünüyorlar yoksa eş, dost ve yakın çevrelerine azami derecede düşkün olup merhamet adına duygusal mı davranıyorlar?
b) Zor zamanlardaki davranışları irdelenmeli. Bu durumlarda haktan yana mı yoksa haksızlıktan yana mı tavır takındıklarının iyi bilinmesi lazım.
Çünkü belediyecilik, başkan ve ekibine güç ve rahatlığı sağlarken aynı zamanda zor süreçler de yaşatacaktır. Kişilerin geçmişleri bu manada denenmiş örneklerin birer havuzudur. Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur. Hayalperest olmamak lazım. Tekeden ne yapılırsa yapılsın süt çıkaramazsın.
2- İnançlarındaki hassasiyetleri mutlaka irdelenmeli. Allah’tan korkan hassas yürekler hizmetin önemini kavrar. “Korkma Allah’tan korkandan” der atalarımız ve kimden korkulacağını “Kork, Allah’tan korkmayandan” diyerek uyarır çevresini, yakın eş ve dostunu. Orhangazi hazretleri devlet vazifesini Allah’a imanı olmayana asla vermemiştir. Emaneti korumak imana bağlıdır.
3-Hırslı olup olmadıkları araştırılmalı. Riyasetin ateşten bir gömlek olduğu bilincinden mahrum tiplemeler asla bu göreve getirilmemeli. Hz. Ömer (ra), kimin halife olacağının tartışıldığı son demlerinde kendisinden sonra devletin başına oğlu Abdullah’ın geçebileceği dike getirince “ailede bir kurban yeter” diyerek makamlara hırslı olup olmama noktasında altı çizilecek bir davranışın öncülüğüyle tarihe geçmiştir. Makamlara hizmet ehli gereklidir, hırsından yananların işgal edeceği makamlar, hem kendilerini yakar hem de milleti.
4- Oy potansiyeli var diye kişiler seçilmemeli. O zaman ne farkı kalır hak namına hayat sürenlerin muhalif kanadın başkan adaylarından. O vakit bu, bir iddiadan öteye geçemez. Oy potansiyeli yüksek kişilerin başkan yapıldığı il ve ilçelerin durumları mutlaka incelenmeli. Tek kriteri çok oy almak olan kişilerin başkanlıkları hep problemli olagelmiştir.
5-Belli bir zümrenin saygınlığını kazanmışlar değil de halkın saygınlığını kazananmış kişilerde karar kılınmalı. Bu manada teşkilatlara çok önemli işler düşmektedir. Ümmetin işini omuzlamak kolay değildir. Her teşkilat bu mandan üstüne düşeni yerine getirmelidir. Güç zehirlenmesi gözlere perde olmamalı. Kılı kırk yararcasına inceden inceye hesapların yapılması gerekir.
6-Mevcut başkanların performansları güzelse onlar tekrar seçilmeli. Çünkü bu başkanlar artık rüştlerini ispatlamış insanlardır. Vatandaşın gönlüne girecek kadar sevilen ve hizmetlerini ifa eden bu insanları hırsa müptela olmuş kişilerin entrikalarından korumak gerekir. Birçok başkanın belki de ihmal ettiği en büyük hizmet olan kütüphaneciliğin, genç nesillerin yetişmesinde ne deneli önemli bir faktör olduğunu çocuklarımın ve arkadaş çevrelerinin gittiği kütüphanelerden azami derecde istifade ettiklerini gördüğümden bu imkanı sağlayan belediyecilik elbette yabana atılamaz diyorum ve bu imkanı sağlayan mevcut başkanların da kollanması gerektiğine inanıyorum.
7-Temayül yoklaması asla ihmal edilmemeli. Bu husustaki ihmal, ahpap çavuş ilişkilerini ön plana çıkarır ki adalet terazisinde denge bir türlü sağlanamaz olur. Elazığlıyım ama Ankara'da ikamet etmekteyim. Şu örneği rahatlıkla verebilirim; önceki seçimde Keban ilçesi Belediye Başkanlığı aday belirleme biçimi, seçim tarihine altın harfler yazılacak kadar önemli bir örnek davranış sergilemektedir. Merak edenler araştırabilirler.
8- Başkan adaylarını eğiten öğretmenlerin fikri de ihmal edilmemeli... “Adam olacak çocuk börkünden belli olur.” Sözüne itibar edilen, bir dava uğruna talebe yetiştiren öğretmenleri mutlaka bulunmalı. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın lise yıllarında okul bahçesindeki oyununu izleyen okul müdürünün kendisi hakkında sarf ettiği “lider olacaksa şu çocuk olur.” Sözünü bu manada hatırlatmakta fayda olacağını düşünüyorum.
9- Partinin felsefe ve misyonunu kabul etmiş biri olmalı. Dördüncü maddede belirttiğim hususlarla alakalı bir sorun bu. İktidar partisinden başkan adayı olmak isteyenlerin hırsları, başkan olmak yolunda tüm yolları kendilerine mubah göstereceğiden belli bir süre iktidar partisinin hâleti ruhaniyesine bürünerek birtakım rollere girebilirler. Bu tür insanlar, köprüden geçinceye kadar ayıya bile dayı diyecek kadar küçüldüklerinden, başkan oldukları zaman da küçüldükleri orandan büyük görünmek için milletin sırtına basmaktan bir an dahi geri durmadıklarını acı tecrübelerle çok örneğini gördük maalesef. Özellikle de küçük yerleşim birimlerinde ilçe teşkilatlarından tutun da başkanlık koltuklarına varıncaya kadar işgal ettikleri her makamı iktidara sırtını dayayarak çirkin ve kötü emellerini nasıl gerçekleştirdiklerini biliyoruz. Bu türler de biliyor ki bir şekilde elde edilen koltukları en az beş sürecek saltanatlı yıllar demektir. Gündelik hesapları peşinde koşup da davaya zarar verecek benzeri insanların seçilmemesi insanlığın hayrınadır.
Girdiği parti adına başkan olup da partinin davasından bihaber olanların partiye verdiği zararı telafi etmeye bazen zaman yetmeyebilir. Bu tür insanlar yüzünden gerçek dava ve dava adamları zarar görebiliyor. Erdoğan’ın misyonunu anlamayan insanlara yol verilmemeli. Emanet ehline teslim edilmemiş olur o durumda.
“Nasılsanız öyle yönetilirsiniz.” Hadisi şerif mucibince son yirmi yılda hak yolunda verdiği mücadele ile ülke yönetimine damgasını vuran iktidarın varlığı, bu topraklarda iyilerin hüküm sürecek kadar sayısal değere ulaştığının bir işaretidir. Yönetimin her kademesinde bu iyi ama yetkin insanların mutlaka istihdam edilmesi gerekir. Başkan adayların da bu manaya uygun kişilerden seçilmesi ülkemizin hayrına olacaktır.
Mustafa Salim
07 Ocak 2024, Ankara