1980-83 Malatya Arapgir İmam-Hatip Ortaokulu,
1984-87 Malatya Yeşilyut İmam-Hatip Lisesi
mezunu ve
1992-2001 Ankara Sincan İmam-Hatip Lisesi meslek dersleri öğretmeniyim.
Bu eğitimimle gurur duyuyorum.
Bu sebeple;
Beni hiçbir karanlık mahfil kandıramadı.
Beni hiçbiri kirli emellerine alet etmedi.
Çünkü biz bu okullarda,
Kur'an'ı Kerim eğitimini aldık.
Hadis ilmini öğrendik.
Bu ikisine sarılanin yolunu şaşırmayacağının bilinciyle hareket ettik.
Bu milletin yenilmesinin ancak bu iki kaynaktan koparılmak suretiyle gerçekleşebileceğine kanat getiren harici düşmanlarımızın hilelerini görüp o şuurla bu iki kaynağa sarıldık.
Biz Allah ve Rasulüne iman ettik.
Namaz kıldık, oruç tuttuk ve ruhlarımızı arındırdık.
Emsallerimiz eğlence girdabında boğulurken biz, vatanımıza, milletimize ve dinimize hizmette baş koyduk.
Bununla yetinmedik bize uzanan elleri tuttuk.
Kurtuluşu bekleyen ellerin arkasındaki kirli elleri gördük; onlarla mücadele ettik.
Bugün PKK bitme noktasına gelip belasını bulduysa;
FETÖ şarlatanı emeline ulaşamadıysa bu eğitimimiz sayesinde oldu. Din ve etnik yapımıza dadanan hınzırlara geçit vermedik.
Çünkü bizi feraset ehli yapmıştı bu iki kaynağımız.
Biz hak ile batılı ayırt edebiliyorduk.
Kimin iyi kimin de kötü olduğunu biliyorduk.
Hayatımızda yalana yer olmadı. Hile nedir bilmedik. İki yüzlülükten nefret ettik. Kıskanmadık, kin tutmadık, iftiradan kaçındık. Hırsızlık yapmadık. Kul hakkına girmedik. Menfaatçı olmadık.
Kadere inandık, tevekkül ehli olduk, kanaat ettik, alçaklığa tenezzül etmedik. Dikleşmedik lakin hep dik durduk. Alnımız açık, adımlarımız sağlamdı. Çünkü içimiz dışımız birdi.
İtikadımız, amelimiz bizi ahlaken en yüksek seviyeye çıkarmıştı.
Ahmet Yesevi'nin izinden gitti kolonizatör dervişler olduk; Mevlana olduk gönül kapımız herkese açtık.
Yunus Emre olduk sevgi seline döndük.
Hacı Bayram Veli olduk Akşemsettinler yetiştirdik.
Fatihler olduk, fetihler gördük.
Hacıbektaş olduk mehterlere güç verdik.
Velhasıl bu coğrafyaya can verdik ve can bulduk.
O yüzden değil miydi ki bugüne kadar hep dışlandık kandırılmıyoruz diye...28 Şubat'ın az mı çektik soğuğunu...O fırtınalar savurdu diye bırakacak değildik bu iman yuvalarını.
Yine de korkuyorlardı;
Çünkü sadece imam olmuyorduk.
İmanlı kaymakam oluyorduk.
İmanlı hakim ve savcı oluyorduk.
İmanlı doktor oluyorduk.
İmanlı muhendis oluyorduk.
Imanlı öğretmen oluyorduk.
İmanlı polis oluyorduk.
Imanımizla her yerdeydik
ve
İmanlı belediye başkanımız oldu,
İmanlı milletvekilimiz oldu,
İmanlı Başbakanımız oldu,
Imanlı Meclis baskanimız oldu,
İmanlı Cumhurbaskanimız oldu.
Bugün Türk Silahlı kuvvetlerimiz Peygamber ocağına döndü.
Örtülü kaymakamlarımız, hakim savcılarımız, doktorlarımız, hemşirelerimiz, ögretmenlerimiz, polislerimiz var;
Bir zamanlar askeri yemin törenlerinde asker yavrusunun heyecanını birlikte yaşamak için askeri kışlalarda baş örtüsü var diye oralardan atılan annelerimizin ayaklar altına alınan onurunu, bugün örtülü komutan bacılarımız omuzlarında birer yıldız olarak taşıyor.
Bu sayede ilk defa millet, kendisini idare edenle aynı kefedeydi. Anadolulum köşe başlarındaydı. Millete düşman o azınlık zihniyetin suyu çekiliyordu. Çünkü oyun bitiyordu artık. Sakarya bir başka akıyordu; vatanında parya değildi artık. Dicle ve Fırat'ın coşkusu Nil'e selam gönderiyordu. Tuna Nehri akmam demiyordu. Kızılırmak düşmana korku, Yeşilırmak dosta güven veriyordu. Gediz'le Menderes nehirlerinin şelale sesleri batının kaçan uykularıydı. Kızılelmasıydı doğu yurtlarımıza Aras'ın akışı...
Coğrafyamızın asli kimliğine kavuşmasıydı bu.
İmanı olan aldanmıyordu, oyuna gelmiyordu, boynuna ip takılmıyordu, kale gibi duruyordu şer karşısında.
Bugün kardeşçe ve huzur içinde yaşanılır bir ülkemiz versa bu imam hatipli ruh sayesindedir.
Bunu hazmedemeyenlerin son çırpınışı mutercim maşalarla olur, sahte seyh bozuntularıyla olur, bunlara ablak suratlarla bakan müfsit modernist sozüm ona müsluman kafayla olur ancak.
Ben imam hatipliyim;
İmam Birgiviyim.
İmam Rabbaniyim.
Şeyh Şamilim.
Sütçü İmamım.
Sırası gelir ilimle uğraşır kalemli olurum, gün gelir çitliğimde süt sağar Ahi Evran olurum, yeri gelir kılıç kuşanır Ayasofya'yı açarım.
Ben imam hatipliyim;
Tankın önüne uzanır 15 Temmuz Destanı yazarım; Kudüs'ü alırken, İstanbul'u feth edip çağ kapayıp çağ açtığımızda yazdığım destanlar gibi. Hem de Mekke'yi feth ederken sergilenen peygamberi bir mutevazilik ile...Sırası gelir Ergenekon'da demirden dağları yırtmasını da bilirim.
Biz imam hatipliyiz;
Temelinde 1071'de Anadolu kapılarını İslam ümmetine açan ruhun bulunduğu biz imam hatipliler, bugün de 2071'in hedefinde yol almaktayız.
Bunu da imam hatipli Reisimizin peşinden giderek yaparız.
Çünkü;
Davamızın büyüklüğü inancımızdan kaynaklanmaktadır. Allah'a ve Rasulüne olan bağlılığımız bu yolda yürümemizi ve onun liderliğinde hedefimize ulaşmamızı salık kılıyor.
O bizden biri; biz de "Sizden olan ululemre itaat ediniz" ilahi emir mucibince emirleri doğrultusunda yolumuza devam edeceğiz.
Gayret bizden, tevfik Rabbimizdendir. Bir defa hedefimize kilitlendik. Önemli olan bu yolda mücadeledir. Çünkü zafer, ancak Allah'ın elindedir.
İşte biz imam hatipliyiz.