MUSTAFA SALİM salimhoca@hotmail.com

İSTANBUL’DA KAOSUN PEŞİNDE OLANLAR BİLSİNLER Kİ KORKUNUN ECELE FAYDASI OLMAYACAKTIR

11 Şubat 2024 Pazar 23:01

Küçükçekmece'de Ak Parti Belediye Başkan adayına seçim çalışması esnasında yapılan saldırıyı demokrasiye, özgür düşünceye, fikri hürriyete; velhasıl insan olmaya yönelik menfur bir saldırı olarak görüyoruz. Sadece iktidar partisine değil, hangi siyasi yelpaze mensubuna olursa olsun asla kabul edilemez.

Biz millet olarak her şeyin farkındayız. Meselesi kaos çıkarmak olanlara asla geçit vermeyeceğiz.

Türkiye'nin iki binli yıllar öncesinin özleminde olanların oyunlarına elbette fırsat vermeyeceğiz.

Bir Ocak sabahı İstanbul'da gerçekleştirilen Filistin dayanışması mitingi sonrası kelime-i tevhid bandajlı bir vatandaşın darp edilmesiyle başlatılan hazımsızlık, Fatih Camii imamı ile camii cemaatinden birine yapılan bıçaklı saldırıyla devam etti. Akabinde İstanbul'daki İtalyan Santa Maria Kilisesi'ne yapılan silahlı saldırı ve Diyarbakır'lı Ramazan adlı kendi halinde bir vatandaşın uğradığı bıçak saldırısıyla iş yerinde ruhunu teslim edişi. Sonra bakıyorsun İstanbul Adalet Sarayına yapılan saldırıyla devam ettirilmeye çalışıldı. Bu da yetmedi bugün 11 Şubat 2024 tarihinde Küçükçekmece gerçekleştirilen saldırı. Tüm bunlar sosyal dokuyu bozmaya matuf, önceden planlanmış organizeli eylemler. İstanbul gibi metropol bir şehirde bu tür olayları gerçekleştirmeye çalışanların maksadı, ülkemizde bir güvenlik sorunun olduğuna yönelik kuşku oluşturmak ve hükümetin ülkeyi yönetiminde aciz olduğu intibahını uyandırmaktır.

Kaos çıkarmak, iktidarın 2002'de ülkeyi idareye geldiği günden bu tarafa milletle ünsiyetini kaybetmiş tüm muhalif gurupların baş vurduğu bir yöntem olmuştur. Fakat her seferinde sine-i milletten yedikleri silleler muhalefeti çileden çıkararak akıllara ziyan davranışlar sergiletmiştir.

Kaosun peşinde koşanların tüm hilelerine rağmen son başkanlık ve milletvekili seçimlerinde uğradıkları hezimet, bugün başta İstanbul olmak üzere Ankara, İzmir, Adana, Eskişehir, Mersin, Hatay gibi illerde belediye başkanlığını kaybedecekleri korkusunu ayyuka çıkarmış olmalı ki ne pahasına olursa olsun sisli havayı sevenlerin gayr-ı meşru tüm yolları kullanacaklarının işaretini veriyordu. Bu durumlarda "korkunun ecele faydası yok" deriz.

Erdoğan’ın Başkanlık yolunu açan hamlesi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığıyla başlayınca mahareti kuru bir başkanlıkta görenlerin türlü oyunlarla ele geçirdikleri Belediye Başkanlığı üzerinden geçen beş yıllık zaman diliminde kayda değer bir çalışma yapmaları şurada dursun İstanbul’u bakımsızlıktan yirmi yıl öncesine gerileterek yaşanmaz hale getiren muhalif zihniyetin 31 Mart seçimlerinde bu millete anlatacak bir şeyleri olmadığı için her zaman olduğu gibi çareyi kaosta aramaya başladılar.

Seçimden önce verdikleri sözlerin hiç birini yerine getirmeyerek milleti adeta enayi yerine koyarcasına geride bıraktıkları koskoca beş yılın enkazından yeni bir hamle ile çıkamayacakların kaostan başka çaresi kalmadığı için hilelere başvurmaktalar.

Hüsranla geçen beş yıla rağmen hala bir direniştelerse bu, Türkiye’nin önünü kesmeye adanmış Batı’nın isteklerini yerine getirme gayretindedir.

Bu saldırılar aslında bir gerçeğin altını çiziyor: O da Türkiye'nin bu zaman zarfında çok güçlendiğinin ve bu ilerleme yolda emin adımlarla yürüdüğünün göstergesiydi.

Oyuna gelen bir ülke durumundan oyun kuran bir ülke pozisyonuna geldiğimizin gerçekleştiğini gösteren inkar edilmez bir hakikatti bu.

Yeni Dünya Düzenini kurmak isteyenler bu coğrafyada güçlü bir Müslüman ülkenin varlığını asla istemezlerdi. Hele hele bu ülke Türkiye gibi temeli son bir yüzyıl öncesine kadar dünyaya bin yıl hükmeden iki devleti aliyenin yönetim tecrübesi bulunan bir ülke ise asla istemeyecekkerdi.

Batının 2000'li yılları Hıristiyanlığın dünyaya ilelebet hükmedeceği bir sürecin başlangıcı olarak adlandırdıkları milenyum hayallerini tam aksine bir hamleyle Müslümanların hüküm süreceği bir başlangıç olacağını "Tevhid Yılı" olarak ifade eden Türkiye'nin bu meydan okuyuşu Yeni Dünya Düzenini kurmak isteyenlerin uykularını kaçırmıştı bir kere.

Böylece Türkiye'yi terörle dizginlemek isteyenlerin tüm heveslerini PKK, FETÖ ve IŞİD'e vurduğumuz darbelerle kursaklarında bırakıyorduk.

Bugün gelinen noktada Batı, içimizdeki işbirlikçilerine rağmen ülkemizde son yirmi yılda eskiden olduğu gibi her isteğini artık yerine getirememenin ıstırabını yaşıyor.

2053-2071 hedefinin ciddiyetini 2023'te elde ettiği zaferle gösteren yeni Türkiye'de eski oyunlara yer olmayacağının farkında olanların, çıkmayan canlarının son demlerini "ya tutarsa" hayalleriyle geçirdiklerinin izlerini gördüğümüz bu çalımları elbette maya tutmayacaktır.

Tüm güçlerini sarf ederek 15 Temmuz kalkışmasıyla diz çöktüremedikleri Türkiye'yi pandemi oyunlarıyla durduramayanlar doğal afetlerden medet umacak kadar alçalırken, 6 Şubat depreminde eteklerine zil takarak oynayacak hale geldiler. Fakat durum tahminlerin de ötesinde tecelli ediyordu, çğnkü her zil çalışları milletin ferasetine tosnuyordu. Öyle ki bedhahların bir eşek heykeli için ayırdıkları zaman diliminden daha az bir vakitte yıkılacak dedikleri devletimiz, 10 bin küsür konut hediyesiyle çıkıyordu depremzede vatandaşlarının karşısına...

Seksen ihtilali için şartların olgunlaşmasını bekleyen ve ihtilal olunca bizim çocuklar başardı diyen ABD'nin çocuklarına bu yeni yüzyılımızda yer olmayacağının bir Türkiyesinfen bahsediyoruz. 

Gazze bunun son örneği. HAMAS'a terör diyen Batı'nın sözleri havada kalıyordu Türkiye sayesinde. Türkiye ezberleri bozarcasına HAMAS'a sahip çıkıyor ve onları mücahid bir gurup olarak niteleyip sahip çıkıyordu. Haliyle cephesi Batının döndüğü yönde olmayan bir Türki'yenin seçimlere kafası karışık girmesi gerekiyordu ki hedeflediği 2053'ler heder olsun 2071'ler yaşanmasın.

Olayı çıkaranların kimisi telef oluyor kimisi yakayı ele veriyor yeni Türkiye'de; çünkü eski Türkiye'deki faili meçhuller yolunda giden toroslar yoktu artık. Teröre geçit vermeyen Toroslarınız vardı, Ağrı dağlarımız vardı, Cudilerimiz vardı, Erciyesletimiz vardı, Ulu Dağlarımız vardı.

2024’e başlayalı karşılaştığımız özellikle İstanbul’da gerçekleştirilen bir takım olayların sonrasında faillerin yakalanışı güçlü devlet yapımızdan ileri geliyordu ve birilerini çıldırtan da buydu zaten 

01 Ocak 2024 tarihinde İstanbul, yeni yılın ilk gününde, tarihin en büyük buluşmalarından birine sahne oluyor ve 308 sivil toplum kuruluşu, Pençe Kilit Harekat bölgesinde şehit olan askerimiz, İsrail zulmüne uğrayan Filistin'e destek ve teröre lanet için tek yürek halide Ayasofya, Sultanahmet, Süleymaniye ve Eminönü Yeni camilerinde sabah namazında buluşan yüz binlerce kişi Galata Köprüsü'nde buluşup dağılırken miting dönüşü Şişhane’de saldırıya uğrayan ve yaralanan İsmail Aydemir’in tek suçu üzerinde “La İlahe İllallah Muhammeden Resulullah” yazan bayrağı eline almış olmasıydı; ve saldırgan yakalanıyor.

10 Ocak 2024 tarihinde İstanbul Fatih Camisi İmamı ve cami cemaatinden bir kişiye yönelik bıçaklı saldırının ardından gözaltına alınan şüpheli, "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan tutuklanıyor.

28 Ocak 2024 tarihinde İstanbul, Sarıyer'de Santa Maria Kilisesi’nde bir kişinin ölümüyle sonuçlanan silahlı saldırıyla ilgili olarak tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilen 34 şüpheliden 25'i tutuklanmış; basına yansıyan haberlerde bu saldırıda 52 yaşındaki Tuncer Murat Cihan’ın hayatını kaybettiği yazılırken sonrasında da “34 şüpheliden aralarında Amirjon Kholikov ile David Tanduev'in de bulunduğu 25 şüpheli "silahlı terör örgütüne üye olma" ve "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan tutuklandığı bilgisine yer veriliyordu. 9 şüpheli hakkında ise adli kontrol kararının verildiğini ve toplam 60 kişinin gözaltına alındığı şüphelilerden 26'sının sınır dışı edildiği de yine verilen haberlerden öğreniyorduk.

01 Şubat 2024 tarihinde İstanbul Fatih'te bıçaklı saldırı sonucu öldürülen ve "Ramazan Hoca" olarak da bilinen Ramazan Pişkin cinayetinin detaylarının ortaya çıktığını öğrendiğimiz haberde katil zanlısının yakalandığı bildiriliyordu.

06 Şubat 2024 tarihinde İstanbul Adalet Sarayımıza yönelik hain terör örgütü üyeleri tarafından gerçekleştirilen saldırı girişimiyle ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında;

96 şüpheli gözaltına alınmış olup, 14'ü anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme ve nitelikli kasten öldürme, 33'ü silahlı terör örgütüne üye olma, 1'i örgüte yardım etme suçlarından, 48 şüpheli tutuklanmış ve 48 şüpheli hakkında ise adli kontrol kararı verildiğini; yine menfur saldırı sonrasında sosyal medya hesaplarından provakatif paylaşımlar yaptığı tespit edilenlerle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına da birçok şüphelinin yakalandığını yine haberlerden öğreniyorduk.

11 Şubat 2024 tarihinde Küçükçekmece’de gerçekleştirilen saldırıda da yine birçok zanlının yakalandığı bilgisi yüreklere su serperken bu gayretleriyle güvenlik güçlerimizin ne denli güçlü ve ciddi olduklarını da millet olarak görmüş oluyorduk.

Yeni Türkiye'de eski kalıntılardan izler taşıyan zihinsel tutsaklar olsa da bu durum, kurumlar arası konsensüse zarar vermiyor artık. Askeriye, emniyet ve istihbarat güçlerimiz göz açtırmıyor hainlere ve ihanetlerine. Çünkü bu önemli kurumlar milletin bağrından gelen özbe öz bu vatanın evlatlarına teslimdi.

One munitle başlayan onurlu duruşumuz dünyanın beşten büyüklüğünü haykırttı bu milletin Reisine...

Biz tarih yazan bir milletiz. Yazılan tarihe uyan değil.

Mustafa SALİM

11 Şubat 2024, Ankara

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #
Tahir
Rabbim Devletimize ve güvenlik güçlerimize güç kuvvet versin onları her türlü iç ve dış düşmanların tuzaklarından ve saldırılarından muhafaza etsin İnşaallah. Kaleminize yüreğinize sağlık olsun.
AHMET DURAN AYD
Maşaallah barakellah Allah nazardan muhafaza buyursun çok güzel çok iyi yerinde bir yorum ve yazı teşekkür ediyor saygılar sunuyorum