Murat BOZ diye bir sanatçı bozuntusu milleti sokağa çıkmaya davet ediyormuş. Her dua kabul olaydı bugün sokaklar kemikten geçilmez olurdu.
Halkı sokaklara dökmek isteyen bu şeref yoksunu hainleri devletin nizamını bozdukları gerekçesiyle karantinaya oradan da içeri almak lazım.
Bulutlara zararı olmayacak havlamaların kervanı yolunda etmeyeceğini her ne kadar bilsek de yine de bu tasması dışardan takılı itleri tanımanın faydadan hali olmayacağı da bilinmelidir.
"İt ürür kervan yürür" demiş atalarımız.
Onlar da zamanında az itle uğraşmadılar ki bu sözü söylediler.
Tarih tekerrürdür. Kervanı da olacak, iti de.
Bunların sadece kanları değil genleri de bozuk. Bir köpek bile yalağına sahip çıkar.
Korona virüsü önlemleri alınca ta ilk günden beri canı sıkılan bu soyu bozuklar, 600 bin ölüm vakası bekleyip kaoslu günlerin özlemi içindeyken aldığımız tedbirler bu hazlarını kursaklarında bıraktı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi de aynı düşüncedeydi ki ulaşım hususunda İstanbullulara az çektirmedi.
İzmir'de de aynı yaklaşımı gördük.
Ayrıca İstanbul'da bir eylem planı içinde olduklarını da biliyoruz. Hatta bunun ipuçlarını küçük çapta yapılan ve emniyet güçlerince önlenen bir kaç provakatif harekette gördük.
Mensubu oldukları siyasi cenahta da bunları destekleyen açıklamaların olduğunu günlerdir okuyoruz.
Son olarak bir ekonomi linçi başlattıklarını da müşahede ettik.
Özellikle de Batı'nın hapşırmalarını bunlarda nezle olarak görmemiz bunların dışa endeksli hareket ettiklerini gösterdi bizlere.
Bizdeki terakki batıya batıyor, içimizdekiler de battıkça batıyor...
Batının beslemesi içimizdeki batıcılar, bir kemik için yırtındıkça yırtınıyor.
Bazen yedikleri kazıklar, bazen de çıkarırken ki kabızlıklar dehşet üstüne dehşet yaşatıyor bunlara.
Bazen, istedikleri olmayınca hayallerini aktarıyorlar ekrana; bazen de yalan, dolan ve iftiralarla algı yönetiyorlar.
Bu tür varlıklar için Rabbim, kininizden geberin diyor.
Bir bakıma bunlardan gelen ses, aslında geberirken ki hırlama sesleridir.
Yaşadıkları ülkelerine karşı düşmanlarımızla kol kola hareket edişleri affedilmemeli.
Bunların hainliklerini Gezi Olaylarındaki eylemlerinde gördüğümüz gibi 15 Temmuz darbe gününde de darbecilerden yana tavır aldıklarına da şahit olduk.
Bunlar ister azınlık olsun ister ihanet içende olan yerli hainler olsun fark gözetilmeden bir daha ses çıkarmayacak şekilde cezalandırılmalıdırlar.
Bunların ihanetlerini örtbas etmek adına ileri sürecekleri fikir özgürlüğü mavallarına kanılmaması gerekir. Bunun bir tür özgür düşünce bağlamında değerlendirilmeyeceği aksine yaptıklarının yalan ve iftiradan başka bir şey olmadığını bir yandan yüzlerine haykırıp bir yandan da milleti bu hususta uyarmak gerekir.
Çünkü bizde ihanet, düşüncede özgürlük ve bunu ifade etme hakkı olarak kullanma diye lanse ediliyor.
Bu alçaklara fırsat verilmeyecektir.
Bunlar son çırpınışları. Allah soylarını kurutsun bu ve bunların siyasi uzantılarının, destek veren FETÖ'nün ve alkış tutan ellerin. Ebter olsun soyları.
Ölüm orucuyla da geberseler, ekonomik kriz tellalığını da yapsalar gündemi işgal edemeyecekler artık. Karşılarında o geçmişin ne aciz devleti, ne de ayakta duramayacak kadar hükumeti idareden aciz zavallı devlet adamları var.
Artık karşılarında "One munite" le Siyonist’e ayar çeken,
"Dünya besten büyüktür" diye kafa tutan,
Korku imparatorluğu ile ayakta duran son devletin çökeceğini dile getiren güçlü bir Türkiye ve lideri var.
Tabi ki biz bir devletiz ve çapulculara elbet hesap sorulacaktır. Biz Selçuklu ve Osmanlı torunuyuz. O gelenek hala devam ediyor. Allah'ın izniyle vesayet dönemi bitti artık. Vesayetten medet umanlara o fırsatı bir daha vermeyeceğiz.
Medet umduğunuz ne Siyonistler ne de onun maşası ABD ve kuklası FETÖ şeytanını bir daha göremeyeceksiniz.
THE END. ONE MUNITE.