Asrın felaketi depremle sarsılırken o ara güzel haberlere sevinemedik bile. Kendimize henüz gelmişken 15 Şubat'ın soğuğunda içleri ısıtan 28 Şubatçı despotun ölümünü ancak konuşabiliyoruz.
Ölenlerin kimine vefat etti, kimine de geberdi denir. Hele bir de vefat edenler içinde şehit olanlar vardır ki yüce mertebelerinden dolayı Rabbim onların diri olduğunu dahi bildirir bize. Tüm bunları gözönünde bulundurduğumuzda ölümleri vaki olan bazıları için "geberdi" denmesi akıllara ister istemez "hayatlarında ne yapmışlar ki" türünden sorular getirmemtedir. Akıllara takılan bu tür soruları es geçmemenin de önemli olduğunu düşünuyorum.
Yunus Emre'nin 'Ölen bir hayvan imiş aşıklar ölmez' mısrasındaki hakikat aslında bir yerde ölümenin mahiyetini de göstermektedir.
Burada cennetten parsel satan papazlama oyun oynamıyoruz. Şuna mümin, berikine kafir diyerek insanları kategorize etmek diye bir görevimiz de yok... Ancak kriterler bellidir. Bu da zahir ile hükmetmek şeklinde formalize edilmiştir. Haliyle bir durum tespitinde bulunuyoruz. Dolayısıyla yalan yok, hilaf yok, iftira da yok.
Mesela Vural Savaş;
Hangi ölüm çeşidine girer mesela?
Milletin indindeki yeri ve değeri neydi?
Yaşadığı sürece kimleri memnun etti, kimlere çektirdi?
Millete olan mesafesiyle memnun ettiği kesimin durumu gibi benzeri daha birçok sorunun cevabını teşkil edecek argumanlarla değerlendirdiğimizde bunun hangi tür bir ölümle göçtüğünü anlamış oluruz.
Bir kere bu adamın şehit olmadığı ortada.
Geriye iki seçenek kalıyor...
Allah'a, meleklere, peygambere, kitap ve ahirete inanıyor muydu?
Hayır ve şerrin neresindeydi?
Vefat etti dememiz için yaşadığı sürece, nekir münkerin soracağı bu ve benzeri sorulara cevap teşkil edecek olumlu davranışlar içinde olduğunu görmek gerekirdi.
Peki ne yaptı bu adam?
Neler yapmadı ki...
Bir kere, İslamî sembol ve faaliyetleri "kanserli hücre" çirkin benzetmesiyle düşman ilan etmiştir. Bunu da başında bulunduğu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı makamını darbeciliğin maşası haline getirerek yaptı. Aile çiftliği gibi kullandığı devletin gücüyle yaptı.
O halde soruyoruz;
Tek gayesi Allah'a hizmet etmek olan insanları bunaltmadı mı?
Hem de dünyaya gelişlerine bin pişman ettirircesine.
Bu insanların düşünce yapılarına göre davranıp dernek, vakif ve siyasi partilerini kapatmadı mı?
Hem de bin yıl sürecek bir kapanışla kapattı.
Sırf inancından dolayı örtünenleri üniversitelerden attırmadı mı?
Hem de attırmakla kalmadı, dünyayı kendilerine dar etti.
Ülkemizi biz inananlara zindan etmedi mi?
Hem de dünyaya geldiklerine pişman ettirdi.
Bu insanlara gericilik yaftası vurmadı mı?
Hem de mağara dönemi insanı gibi lanse ettirdi.
Kahrolsun şeriat diyenlerin tarafında olmadı mı? Değil tarafı, taraftar bile topladı; zaten hep içlerindeydi.
Kanunları, inananların başında kılıç gibi sallamadı mı?
Sadece idam kanunu olmadığı için hapse attırdıklarının başları omuzlarından ayrılmadı.
Müminlere kan kusturmadı mı?
Şenaatleriyle Ebu Cehillere bile rahmet okutturdu.
Bir hiç uğruna Allah dostlarını zindanlara yollamadı mı?
Öyle ki dünyada iken cehennemi bir hayat yaşattı.
Dinimize engel olmadı mı?
Mani oluşta Nemrut'u bile çoktan geçmişti.
Şeytanlaşmış insanlardan olmadı mı?
Şeytan yaratılmasaydı bile varlığı yeterdi.
Öyle bir zamanda toprağa gömüldü ki ha Vural ölmüş ha bir sinek dedirtecek kadar itibarsızlıkta dibi buldu.
Millet, nefretini ifade edecek değerde bile bulmaz bu tür insanların gidişi için. Çünkü varlığı dertten başka bir şey getirmemişti bu adamın.
Yokluğu sevinç kaynağı olsa da yaptıklarına nispeten milletin sevincini ifade etmesi kendisinden söz ediliş olacağı için bir paye verilmesin diye buna bile değmez cinsinden bir adam...
Vurup almak için savaştı; ama bunu hak için yapmadı.
Peki vefat etti denir mi bu adama?
Asla ...
Bunlar, Osmanlı'yı yıkan, gözü dönmüş adamlardır.
Bunlar, bizdenmiş gibi görünüp bizden olmayanlarla sarmaş dolaş olan adamlardır.
Bunlar, düşmana kapattığımız kapıları onlara açan içimizdeki kilit adamlardır.
İhtilalleri bunlar yaptı, kaosu bunlar çıkardı.
Din ve terörün aynı anda kullanılıp aynı merkezden idare edilişi de yine bu aracılarla oldu.
Karşımıza bir gün FETÖ olarak çıktılar bir gün PKK'lı...
Kısacası bu tür adamlar kriptodur.
Hedefleri bizi bu diyarlardan söküp atarak Anadolu'ya hakim olmaktır.
Son hamleleri de 15 Temmuz değil miydi?
Yine de hedeflerinden vazgeçmiş degiller. Korona sürecinde koro halinde ekonomimize saldırdılar elleri boş döndü.
Altılı maşa oldular elleri ateşe bulandı.
Son Kahramanmaraş depremde de akla hayale gelmedik yalanlarla halkı isyana teşvik etmek istediler, lakin enkazda kalan yine kendileri oldu.
Ey enkazlık adam!
Fazilet'in korkulu rüyası!
Refah'ımızın kabusu!
Toprağın bol olsun.
Allah ve Resulüne karşı açtığın savaş, cezasız mı kalır sanırsın?
Yaşasın zalimler için cehennem.
Cennet çünkü müminler içindir.
Mustafa Salim
20 Şubat 2023, Ankara