BEN DE TANIMIYORUM

04 Mart 2016 Cuma 09:34

Rahmetli Abdülhamid Yıldız suikastinde ölmediği için çok üzülen Tevfik Fikret duygularını şöyle dile getiriyordu:

 ‘Ey şanlı avcı, damını bihude kurmadın.

Attın fakat yazık ki, yazıklar ki vurmadın’.

Sonra Menderes’e yapılanlar.

 Merhum Özal’ın, üzerinden şaibe kalkmayan vefatı,

Erbakan hocanın yaşadıkları…

Şimdi Recep Tayyip Erdoğan…

Son kale Türkiye.

Öyle bir kale ki içeride sayısı ve menşei bilinmeyen hain barındırmakta.

7 Şubat’ta yapılması planlanan ‘operasyon’ verilen bir söz nedeniyle gecikmiş,

Allah’ın planı hainlerin planlarını bozmuş,

Ülke uçurumun eşiğinden dönmüş,

Yaşanacak kaosun önü ilahi planın tecellisiyle kesilmişti.

Hain bir tane değil ki plan da bir tane olsun.

Gezi’de masum gençlerin masum taleplerine tanık olmak için yabancı yayın kuruluşlarının günler öncesinden canlı yayın araçları kiralaması da masum hareketlerdi.

17-25 Aralık 2013’te yolsuzluk kılıfı giydirilip, hırsızlık sosu eklenmiş darbe girişimleri masum hareketlerdi.

On binlerce canın yanmasına, ocakların sönmesine, evlatların yetim, eşlerin dul kalmasına neden olan ve otuz beş yıldır devam eden olaylar masum (!) hak taleplerinden başka bir şey değil zaten.

Tam bir ihanet belgesi ve belgeseli niteliği taşıyan MİT tırları haberini gün aşırı evire çevire veren gazetenin genel yayın yönetmeni de çok masum.

Sanki daha gazeteci görmedik.

Sanki adalet dağıttığını iddia edenlerin konu Müslüman, mütedeyyin insanlar olunca sağır sultanı oynadıklarını bilmiyoruz.

Salih Mirzabeyoğlu yüzü gözü kan revan içinde hâkimin karşısına çıktığında hâkim yüzünün neden böyle olduğunu sorar. Askerlerin son derece inandırıcı(!) cevabı gecikmez: ‘Tıraş olurken yüzünü kesmiş’tir.

Sayın Hasan Mezarcı’ya yapılanlar?

Kendi vatanına ihanet eden gazeteciyi hak ihlali var diye tahliye edenler, kurulan kumpaslar netice verip vatansız kaldıklarında kimin kucağında rahat edecekler diye çok merak ediyorum.

Anayasa Mahkemesi’nin kendisine yapılan bireysel müracaatları karara bağlama süresi ortalama bir yılın üzerinde.

Can Dündar ve Erdem Gül, dosyaları öne çekilerek rekor denecek kadar kısa bir sürede tahliye edildi?

Daha önce böyle bir örnek var mı?

Elbette var:

Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın dosyası Yargıtay 8. Daire tarafından binlerce dosyanın önüne çekilerek mahkûmiyet kararı onaylanmıştı da birileri yırtına yırtına ‘muhtar bile olamaz’ manşetleri atmıştı.

Tahliyesi Recep Tayyip Erdoğan’ın doğum gününe denk getirilen küstah adam, sırtını dayadığı dağlara o kadar güveniyor ki ‘Bu da Tayyip Erdoğan’a doğum günü hediyesi oldun’ diyor, diyebiliyor.

Hatta P.İ.Ç mensubu bir başka gazeteci de twitter hesabından ‘Bu, Erdoğan’ın yargıdaki ilk yenilgisi’ diye mesaj veriyor.

Ben de mesajımı buradan veriyorum: Derin devlet tarafından halkın seçtiği hükümetleri icraat yapamaz hale getirmek üzere kurulan, kurdurulan mahkemeyi ben de tanımıyorum var mı ötesi. Bunun yanında yaklaşık on beş yıldır gerekli düzenlemenin yapılmamış, yapılamamış olmasını da esefle kınıyorum. Ülkenin bekası için hayati önem arz eden kararlar şahısların insafına kalmışsa vay ilelebet payidar kalacak memleketin haline.

Son söz: sıcak koltukların mayıştırması nedeniyle seslerini çıkaramayıp yeni yeni kendine gelen bazı Ak Partili emektarları da tanımıyorum, tanıyamıyorum…

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #