Son günlerin dile dolanan konusu Karaman’daki cinsel istismar olayı… Değişe değişe kevgire dönen, mevcudiyetini hala devam ettiren, gösterilen bütün dirence rağmen istikbali karanlık 82 model Anayasa’nın suç ve cezalara ilişkin esaslar başlığı madde 38,fıkra 7; ‘Ceza sorumluluğu şahsidir’. 5237 sayılı T.C.K; Ceza Sorumluluğunun Esaslarımadde 20 ‘Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.’ Cezanın şahsiliği ilkesi uluslararası metinlerde de kabul edilmiştir. Ensar Vakfı açıklamasından bir bölüm: …Olayın faili olarak zikredilen kişinin vakfımızla üyelik dâhil hiçbir irtibatı bulunmamaktadır.Yalnızca 2013 yılında 5 aylık bir süre için gönüllü olarak vakfımız şube merkezinde etüt öğretmenliği görevinde bulunmuş ve o tarihten sonra Ensar Vakfı’nın hiçbir çalışmasında yer almamıştır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının açıklaması: Şiddet ve cinsel istismar olaylarındaki bakış açımız ‘Mağdurların kişilik haklarının korunması, suçluların da en ağır şekilde cezalandırılmasıdır’. Milli Eğitim Bakanlığı da söz konusu fiili işleyen sapığı görevden aldı. Olayla ilgili bütün resmi açıklamalar ortadayken ve her şey kamuoyunun gözü önünde cereyan ederken çocukların sayısının kaç olduğunu tartışmak kime ne kazandırır? Namussuzca, sapıkça, şerefsizce, adiceyenilen haltın bini de biri de aynı değil mi? O çocukların yaşadığı travma, ailelerin çektiği sıkıntı bu tartışmalar yüzünden daha derin yaralara dönüşmekte. Her haber, her ayrıntı mağdur tarafları bir kere daha, bin kere daha yıkmakta, örselemekte. Soruşturmanın gizliliğine vebasın etiğine bağlı kalmak kime ne kaybettirir? Tek başına böyle bir olayın vuku bulmasındaki vahameti bir kenara bırakarak sayıya takılmak kime ne kazandırır? Sadece bir çocuğa yapılmış olsaydı sapık haklı mı olacaktı? Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği PKK’lı öğrencilere burs verdiğini kabul etti. Bazı dernek yöneticileri daha sonra bir davaya konu olan olayla ilgili yaptıkları savunmada; öğrencilerin, burs başvurusu esnasında sabıka kayıtlarının bulunmadığını, terör örgütü ile ilişkileri tespit edilince de bursu kestiklerini ifade ettiler. Bu açıklamalardan sonra yapacak bir şey var mı? Öküz altında buzağı arıyorsanız var. Ensar ve benzeri dernek, vakıf, okul, kurs ve kurumlar üzerinden, bir bakanın yaptığı açıklamaları cımbızlayarak, dil sürçmesini dilinize dolayarak bir topluluğa, belli değerleri savunan, yaşayan, yaşatan camiaya atacağınız iftiralar, yapacağınız saldırılar amacına ulaşamayacak. Aynı sepetteki tek bir çürük elmanın zamanla bütün elmaları çürüteceğinden hareketle bu tür vakıf ve derneklerin, derneklerimizin, içlerine sızacak insan müsveddeleri konusunda daha dikkatli olması dileğiyle ailelerimize ve Ensar vakfına geçmiş olsun.