HOŞ GELDİN RAMAZAN!

26 Nisan 2020 Pazar 00:47

Eskiden ramazan ‘efkârlı günlerimize’ gelip çatardı.

Tesadüfe bakın şimdi de virüslü, koronalı günlerimize çattı.

Düne kadar nerede o eski ramazanlar, eski bayramlar der dururduk.

Artık beğenmediğimiz, dünde kalmış ‘yeni’ ramazanları da bayramları da özleyeceğiz.

Kalabalık iftar sofraları, pide sıraları, özel siparişler olmayacak.

Devlet erkânının, siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, yerel yönetimlerin kalabalık davetleri de olmayacak.

Özellikle ilk akşamlarda camiye sığmayıp avluya taşan cami cemaati de olmayacak artık.

Olmasın varsın.

Sağlık olsun yeter ki.

Müminlerin bir arada bulunmasından rahmet hâsıl olur.

Hastalık olacaksa, virüs bulaşacaksa, risk varsa varsın bir araya gelmeyelim.

Yine de birbirimizi unutmayalım.

Ziyaret edemediklerimizi telefonla arayalım.

İmkânı olmayanlara yardım edelim.

Hangi evde ne ihtiyaç var bilemeyiz ama böyle bir dönemde en güzel iyilik nakdi yardımdır.

Müslümanız ya büyük çoğunluğumuz, kendimiz için istediğimizi komşumuz için de isteyelim.

Kendimize layık gördüğümüzü paylaşalım.

Bizim beğenmediğimizi komşumuzun da beğenmeyeceğini düşünerek paylaşalım.

Biz, sağ elin verdiğinden sol elin haberinin olmadığı bir medeniyetin mirasçılarıyız.

Bu lanet virüs bir yandan canımızı yakarken bir yandan da unuttuğumuz değerlerimizi hatırlatsın bize, özellikle ramazanda.

Kalabalık sofralar yok diye yetimi, öksüzü, garibi, fakiri unutmayalım sakın!

***

23 Nisan’ı kutladık çocuklarla balkonlardan, camlardan.

Birinci TBMM’nin açılışının 100. Yılını da.

İçeriğine dikkat etmeden alkışlarla ritim tuttuğumuz 23 Nisan şarkılarımız var.

Bir Saip Egüz şarkısı/şiiri var mesela.

Meclis’i kurup Padişah’ı kovduğumuzu yıllarca çocuklarımızın körpe beyinlerine işlediğimiz.

Sanırım bizim kadar geçmişiyle kavgalı başka bir millet, başka bir ülke yoktur.

Ülkeyi canı pahasına iyi ya da kötü yönetmiş, binlerce yıllık Türk devlet geleneğine 700 yıl hizmet etmiş Osmanlı’nın yöneticilerini kovmuşuz ülkeden.

Ne mutlu(!)

Artık bu anlayışı, bu bakışı resetlememiz, formatlamamız gerekmiyor mu, ne dersiniz?

***

Malum tedbirler gereği kalabalık olarak bir arada bulunmak, sosyal mesafeyi ihlal etmek ceza sebebi.

Ceza da ağır.

Birçok insanın işini kaybettiği, kazancının düştüğü bir dönemde iyi para.

Devlet, vatandaştan istediğini kendi yapar örnek olursa vatandaşta hem devlete bağlılık hem de kurallara uyum artar.

Yoksa tabandan tavana bakan vatandaşın ‘bu ne perhiz bu ne lahana turşusu’ deme hakkı doğar.

***

Trabzon Üniversitesi’nde ters asılmış Atatürk posteri üzerinden bir saldırı var, rektöre, üniversiteye. Ağza alınmayacak ifadeler.

Benim rektör adayım başka bir bilim insanımızdı. Buna rağmen bu olay üzerinden rektöre saldırılacaksa yanında dururum, kusura bakmasın kimse.

Olmaması gerekirdi ve kısa süre sonra da düzeltildi. Böyle işlerden kimseye ekmek çıkmıyor artık.

E tabi personel de sorumlular da daha dikkatli olmalı.

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #