Amerika başkanı Biden 1915 olaylarını soykırım olarak ifade etti.
Bunu yapacağını adaylığı sürecinde zaten ifade etmişti.
Bu yalan Türkiye’nin soykırım yaptığını göstermez.
Şunu gösterebilir: Türkiye’nin ısrarlarına rağmen konuyu tarihçilere ve arşivlere bırakmayan siyasiler Ermeni lobisine boyun eğmiştir.
Bir şeyi daha gösterir: Bizde lobicilik faaliyetleri yetersiz ya da yeni yeni gelişmeye başlamış bir alan.
Elin oğlu kendi yalanını bütün dünyaya doğru olarak kabul ettirebilirken biz doğruları anlatmakta sorun yaşıyoruz, yalanların verdiği prestij kaybını, yıkımı tamir etmekle uğraşıyoruz.
Peki olmayan soykırımın olmuş gibi ilan edilmesi Amerika’nın ya da genelde Batı’nın yaptıklarını görmemizi engeller mi elbette hayır.
Çok iyi olmayan hafızamı yokladığımda aklıma Kızılderili katliamları geliyor. Konvansiyonel silahlar ya da farklı fiziksel yöntemlerle yapılanlar dışında ‘çiçek mikrobu bulaştırılmış battaniyelerle’ bile katliam yapıldığı, bu yolla ortadan kaybolan kabileler bile olduğu ilk hatırladığım.
Kaldı ki bu günkü Amerika Birleşik Devletleri bu günahlar ve bu topraklar üzerine kuruldu.
Sonra Hiroşima ve Nagazaki. Çocukluğumda Türkiye dışından öğrendiğim ilk yer adları galiba bunlardır.
Bombalar atıldığında 350bin kişinin yanında radyasyon etkisiyle de binlerce kişi engelli durumuna düşmüş, bombalanan bölgede yıllarca aklınıza gelebilecek hiçbir canlı türünün yetişmesi, yaşaması mümkün olmamıştır.
Afganistan’da 11 Eylül olayları bahane edilerek gerçekleşen işgal ve sonrasında kadın, erkek, çocuk denilmeden katledilen on binler.
Irak’ta bulunan(!) kimyasal silahlar sonrası bölgeye götürülen demokrasi de yüzbinlerce insanın katledilmesine bir o kadarının da aç, sefil, perişan göçmen durumuna düşmesine neden oldu.
İran-Irak savaşında her iki tarafa da silah satarak mezhep farklılığı ya da başka bahanelerle kardeşi kardeşe kırdıran da bu Amerika değil mi?
Ki özellikle bu bölgede ‘ne hikmetse’ işini bir türlü bitiremeyen...
Uzatmak isteyen, merak edenler için tarihin henüz tozlanmamış sayfalarında gerekli her şey mevcut.
1945’te Almanya’nın Saksonya Eyaleti’nin başkenti Dresden’in üzerine üç gün süreyle havadan bomba yağdırarak 200bin kişinin ölümüne sebep olan,
1950’de savaş uçaklarıyla üç sene boyunca Kuzey Kore’ye bomba yağdırıp dört milyona yakın insanı öldüren,
Guatemala’da CIA destekli darbeyle 200 bin sivilin ölümüne yol açan,
1950-1959 yılları arasında Küba’da desteklediği Batista birliklerince 60 bin kişinin ölümünün sorumlusu,
1962-1975 Vietnam savaşında sivil halk üzerinde zehirli portakal gazı kullanarak soykırım yapan aynı Amerika değil mi?
Kaldı ki ihtiyar Biden’ın yaşı ülkesinin yaptığı katliam ve soykırımların birçoğunu hatırlamaya müsaittir.