Eğitim sistemimizde arayışlar devam ededursun yeni üniversite sınavımız da hızla yaklaşıyor.
Tartışmalar arasında yapılan değişiklikle bazı yenilikler getirildi, bir miktar sadeleşme sağlandı.
Önceki sistemde oturum sayısı ve puan türü çeşitliliği hem stres oluşturuyor hem kafa karıştırıyordu.
Önceden beş gün süren sınav maratonu yeni sistemle birlikte iki günde bitmiş olacak.
Altı oturum yerine üç oturum yapılacak. Böylece sınavın getireceği ekonomik yük de azalacak.
Geçen yıl yapılan sınavda on sekiz puan türünde değerlendirme yapılırken bu yıl ve bundan sonra yapılacak sınavlarda beş puan türünde değerlendirme yapılacak.
Yeni ve eski sistemde ortak nokta ise 150 ve 180 baraj puanlarının aynı şekilde kalması.
Her yeni uygulama başlangıçta sancılı olur.
Önemli olan, herkes tarafından benimsenen, kalıcı, hakkaniyetli bir sistemin zorunlu olmadıkça bozulmadan devam ettirilmesidir.
Geçen yıllarda belli meslek gruplarından tercih yapabilmek için getirilen barajın kapsamı bu sene genişletildi.
Daha önce hukuk, mühendislik, mimarlık tıp programlarına yerleştirmede uygulanan baraj sistemi bu sefer öğretmenlik için de uygulanacak.
Öğretmenlik mesleğini seçmek isteyen bir aday ilk 240 bine girmek zorunda.
Sınava katılan iki milyon kişi olduğu düşünüldüğünde yaklaşık yüzde on ikilik dilime girmek gerekiyor öğretmenlik tercihi yapmak için.
Sorun burada değil sorun bu uygulama getirilirken güzel sanatlar ve spor liselerinin de bu hesaba katılmasında.
Öğrenciler bu okullara özel yeteneklerine göre giriyor ve genellikle büyük bir çoğunluğunun akademik ve sayısal başarısı düşük.
Yeni sistemde matematik ve Türkçe sorularının ağırlığının artması, 240 bin barajının konulmuş olması yeteneklerine göre tercih yapmak isteyenler için büyük bir hayal kırıklığı.
Anadolu liselerinden birine devam eden bir öğrenciyle güzel sanatlar ya da spor lisesine giden bir öğrencinin müzik öğretmenliği tercih edeceğini var sayalım.
Yeteneği olan barajı aşamayacak, barajı aşanların ekseri çoğunluğu müzik yeteneğine sahip olmayacak.
Birkaç yıl sonrasındaki öğretmen çıktısını ve bu öğretmenlerin öğrencileri uluslararası festival ve yarışmalara hazırladığını düşünün.
Sonuç ne olur sizce?
Şu anda öngörülen sistemde ısrar edilirse önümüzdeki dönemlerde güzel sanatlar ve spor liselerinin yavaş yavaş kapandığına tanık olacağız, hep birlikte.
Milyonları ilgilendirecek değişikliklerin uygulanması için bir milat belirlenmeli, hazırlığını mevcut duruma göre yapanlar mağdur edilmemeli.
Oyun devam ederken kural değiştirilmemeli yani.