Hemen cevap vereyim: İnsan gibi

Geçen günlerden biriydi. Yerel bir haber sitesine tıkladım ne var yok diye bakmak için.

Bir de ne göreyim!

Çok sevip değer verdiğim, ekmeğini yiyip sohbetini dinlediğim, arkadaşlarımın babası vefat etmiş, defnedilmiş, aradan da birkaç gün geçmiş.

Neredeyse her hafta sonu, bazen hafta içi bile gittiğim ilçemdeki bir vefat olayından haberim olmamıştı.

Samimi arkadaşlarım olan oğullarından birine neden haber vermediniz diye sordum.

Facebook’ta paylaştım, görmedin mi, dedi.

Aksi gibi o günlerde fazla zaman kaybettiğimi düşünerek telefonumdaki Facebook uygulamasını kaldırmış, sosyal medyadan uzak kalmıştım.

Gerçekten insan, sosyal medyada kişiliğini, karakterini, insanlığını da kaybedebiliyor.

Kişiye göre değişmekle birlikte maalesef durum bu.

Normalde muhatabımızın yüzüne söyleyemeyeceğimiz ifadeleri adresi olmayan mektup gibi sıralıyoruz sosyal medyada.

Birine hakaret etmek istediğimizde, bir partinin politikalarını eleştireceğimiz zaman, tuttuğumuz takım maç kaybettiğinde teknik direktörü, futbolcuyu dövmek için, canımızı yakan birinden intikam almak için hep bu mecrayı kullanıyoruz.

Sınıfta kalınca öğretmene ‘giydiriyoruz’.

Öğrenciye kızınca velilere ‘veryansın’ ediyoruz.

Personele kızınca buradan veriyoruz ‘mesajı’ yönetici olarak.

Yönetici canımızı sıkınca yine sosyal medyadan ‘intikam’ alma yolunu seçiyoruz.

Öyle ki hiç fikrimiz olmayan konularda bile ufak bir ‘kopyala-yapıştır’ işlemiyle alim kesiliyoruz milletin başına.

Nasılsa ‘o kendini biliyor’.

İyi de bu işin bir adabı, düsturu, terbiyesi var mı, olmalı mı?

Olmalı elbette!

Nasıl olacak?

Devletin bu alandan sorumlu birimleri gereken kanuni düzenlemeyi yapacaklar, yapmalılar.

Bu kadar başıboşluk, rahatlık maalesef henüz yeni doğmuş bir bebek üzerinden, pervasızca hakaretlerin, çirkin ötesi paylaşımların yapılmasını getiriyor.

Yazık, hem de çok.

Sokakta, iki insan arasında bu tarz ifadelerin kullanılması ‘namus’ meselesi sayılır ve sonu çok kötü yerlere gider.

Oysa sosyal medyada olduğunda ‘adli kontrol şartıyla’, salınır paylaşım sahibi.

Olmaz öyle şey!

Herkes haddini bilecek.

Bilmeyene –vatandaşını korumak için- devlet bildirecek.

Ve devlet kişilere olduğu gibi bu ‘sosyal(!)’ medya platformlarına da; ayrışmaya, tartışmaya, çatışmaya neden oldukları; zemin hazırladıkları için haddini bildirecek, bildirmeli.

Bekliyoruz.