Türkiye’de yaşayan herkes bilir.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin taşeron terör örgütü pkk’nın siyasi uzantısı hdp ile -özellikle seçim dönemlerinde- dirsek temasından daha fazlasını yaşadığını.
Herkes bilir.
Daha dün, kafalardaki soru işaretleri silinmeden mazbatasını alan değerli hemşehrimiz Sayın Ekrem İmamoğlu’nun terör örgütüne desteğinden dolayı içerde olan birisinin siyasi çizgisini beğendiğini söylediğini.
Herkes Bilir.
Başkan İmamoğlu’nun, siyasi çizgisini beğendiği şahsın talimatıyla yapılan katliamda elliden fazla masumun yanında on altı yaşındaki bir çocuğun da vahşice katledildiğini.
Herkes bilir.
Halen İstanbul il başkanlığı görevinde olan hanım efendinin şehitlik konusunda söylediklerini.
Herkes bilir.
Kemal Kılıçdaroğlu Çubuk’taki şehit cenazesinde talihsiz bir şekilde yumruk yerken partisine mensup bazı vekillerin başka bir tarafta terörist tabutuna omuz verdiğini.
Devlet yönetmeye aday insanların sorumlulukları her hangi bir vatandaştan daha fazla.
Çat kapı her yere gidemezsiniz.
Hele hele toplumun sinir uçlarına dokunan söylem ve eylemlerin sahibi ya da ortaklıkların tarafıysanız daha dikkatli olmalısınız.
Böyle yapmazsanız sorumlu olursunuz.
Yumruk atılmalı mıydı?
İyi mi oldu?
Asla iyi olmadı ama bundan siyasi rant beklemek, düşmüşken avucumda bir avuç toprakla kalkayım anlayışında olmak da kabul edilemez.
Yok efendim organize bir saldırıymış, demokrasiye atılmış bir yumrukmuş.
Geçin bunları.
Organize olan gariban köylünün attığı yumruk değil, yıllardır dış güçlerin beslemesiyle, desteğiyle can kuzularımızı şehit eden terör örgütüdür.
Organize olan, adı parti olduğu halde elini kana bulamış, sırtını teröre yaslamış zavallıların hareketleridir.
Organize olan her seçim öncesi yapılan sandık ortaklığıdır.
Şehitlerin kanları, anaların, eşlerin, evlatların gözyaşları düşünülmeden.
Organize olan bugüne kadar terörle mücadelede en kararlı tutumu sergileyen sayın Soylu’ya pkk ağzıyla yapılan saldırılardır.
Bütün bu tartışmalar devam ederken ‘şeytan’ işte aklıma geçmişi getirdi birden.
2015 geldi mesela.
O sene Bekir Bozdağ’a saldırı olduğunda ne tepki verilmişti, saldırganla ilgili ne denilmişti?
Mehmet Müezzinoğlu’na bir şehit cenazesinde saldırı olmuştu. O zaman ne yaptınız? İnsanca bir tepki vermenizi beklediğimden değil, merakımdan soruyorum.
Taner Yıldız’ın burnu kırıldığında çok mu üzüldünüz?
Sahi, bu yumruk terapisini litaratüre kim kazandırmıştı?